-
26:3
İnanmıyorlar diye kendini kahrediyor olabilirsin
-
Kitap halkının inkarcıları, Muhammed peygamberden türlü türlü mucizeler istediler:
-
Muhammed Peygamber, istedikleri türlü mucizeleri gösteremediği ve dolayısıyla halkı inanmıyor diye kendisini sorumlu tuttu. Rabbimiz geçmiş halkların da elçilere aynı tavrı takındığını, görevinin sadece bildirmek olduğunu, inanmayanlardan sorumlu olmadığını bildirerek elçisini rahatlattı:
-
Ayetle ilgili sormak istediğiniz soru mu var?
-
- Muhammed as'a neler söylendi de üzüldü?
- İnkarcılara üzülme: kasıt ne
- Kafirler Muhammed peygamberi üzmek için neler söylediler?
- Göklerde ve yerde olanların Allah'a boyun eğmesi:
- İnanmıyorlar diye kendini kahrediyor olabilirsin: İlişkili
- "Kur'an'ı sıkıntı çekesin diye göndermedik.": Kasıt ne?
- Peygamberimiz kafirlerin hangi sözlerine dayandı?
- Onların hangi sözlerine karşı sabırlı ol?
- Bu söze inanmazlarsa kendini suçlayacaksın (öyle mi)?: İlişkili
- "İnkarcılara üzülme": Kasıt ne?
- Sen ancak kendinden sorumlusun: İlişkili
- "Sana indirilen kitaptır. Onunla uyarman sıkıntı olmasın": İlişkili
- "Göğsünü genişletip seni sakinleştirmedik mi?": Kasıt ne?
- "Öyleyse cahillerden olma.": Kasıt ne?
- "Öyleyse onlar için kendini üzüp durma.": İlişkili
- "Üzerindeki yükünü indirmedik mi?": Kasıt ne?
- "Üzerindeki yükünü indirmedik mi? Ki belini bükmüştü.": Kasıt ne?
- "Sen mi sağıra işittireceksin": - Muhammed peygamber inanmıyorlar diye kendini sorumlu tuttu:
- Muhammed peygamber inanmıyorlar diye kendini sorumlu tuttu, üzüldü, sıkıldı. Rabbimiz vahyi duyurmaktan başka görevi olmadığını, inanamayanlara karşı bir sorumluluğunun olmadığını bildirerek elçisini sakinleştirdi, rahatlattı:
- Muhammed Peygamber, halkı yalanlıyor, inanmıyor diye kendini kahredercesine sorumlu tuttu. Rabbimiz, geçmiş halkların da elçilere böyle davrandığını ve elçinin görevinin sadece vahyi bildirmek olduğunu, inanmayanlardan sorumlu olmadığını bildirerek elçisini rahatlattı.
- Kasıt ne?
- Allah, kendisini sorumlu tutan, üzülen elçisini, inanmayanların üzerlerine bekçi/sorumlu olmadığını bildirerek sakinleştirmiş, üstündeki yükü, baskıyı kaldırmıştır:
- Allah, inanmıyorlar diye kendisini sorumlu tutan, üzülen elçisini, inanmayanların üzerine gözetici/sorumlu olmadığını bildirerek sakinleştirmiş, üstündeki yükü, baskıyı kaldırmıştır:
- İnanmayanlardan elçi sorumlu değildir, elçinin tek görevi mesajı iletmektir:
- Elçi inanmıyorlar diye kendini sorumlu hissetti:
- Muhammed as inanmıyorlar diye kendini sorumlu tuttu, üzüldü, sıkıldı:
- Muhammed Peygamber, halkı yalanlıyor, inanmıyor diye kendini kahredercesine sorumlu tuttu. Rabbimiz, geçmiş halkların da elçilere böyle davrandığını, elçinin görevinin sadece vahyi bildirmek olduğunu ve inanmayanlardan sorumlu olmadığını bildirerek elçisini rahatlattı.
- Muhammed as’dan kendi belirledikleri mucizeleri istediler, Muahmmed as inanmıyorlar diye kendini sorumlu tuttu, üzüldü, sıkıldı. Rabbimiz vahyi duyurmaktan başka görevi olmadığını bildirerek elçisini sakinleştirdi, rahatlattı:
- 86,87 ayeti bağlamında, Rabbimizin Muhammed peygambere rahmeti; Muhammed peygamber inanmıyorlar diye kendini sorumlu tuttu, üzüldü, sıkıldı. Rabbimiz vahyi duyurmaktan başka görevi olmadığını bildirerek elçisini sakinleştirdi, rahatlattı:
- Muhammed peygamber inanmıyorlar diye kendini kahredercesine sorumlu tuttu. Rabbimiz görevinin sadece vahyi bildirmek olduğunu, inanmayanlardan sorumlu olmadığını bildirerek elçisini rahatlattı:
- 86,87 ayetleri bağlamında; Muhammed Peygamber, halkı yalanlıyor, inanmıyor diye kendini kahredercesine sorumlu tuttu. Rabbimiz, geçmiş halkların da elçilere böyle davrandığını ve elçinin görevinin sadece vahyi bildirmek olduğunu, inanmayanlardan sorumlu olmadığını bildirerek elçisini rahatlattı.
- Muhammed Peygamber, istedikleri türlü mucizeleri gösteremediği ve dolayısıyla halkı inanmıyor diye kendisini sorumlu tuttu. Rabbimiz geçmiş halkların da elçilere aynı tavrı takındığını, görevinin sadece bildirmek olduğunu, inanmayanlardan sorumlu olmadığını bildirerek elçisini rahatlattı:
- Rabbimiz, mesajı inkar edenlerden dolayı kendisini sorumlu tutan elçisini, inanmayanlardan sorumlu olmadığını bildirerek rahatlattı: